Skip to main content
Branding

Meşalenin sahibi: Starbucks

By 8 Temmuz 2022Kasım 23rd, 2022No Comments

Her gün işe şu iki şeyin hayaliyle gideriz: arkadaşlarımızla mükemmel kahveyi paylaşmak ve dünyanın biraz daha güzelleşmesine katkıda bulunmak. Bu, 1971 yılında ilk Starbucks açıldığında geçerliydi ve bugün de hala geçerliliğini koruyor.

Başarı hikayeleri, insana her zaman ilham verir. Şimdi size anlatacağımız hikaye de tam bu türden. Kahve deyince aklımıza gelen ilk markanın kurucusunun bir film senaryosundan bile daha etkileyici olan yükseliş hikayesi. Elbette Starbucks’tan bahsediyoruz. Ve markasını bir ürünle bütünleştiren iş adamı Howard Schultz’dan.

Bir dönem İsveç dizaynı mutfak gereçlerinden sorumlu genel müdür olarak çalışan Schultz, bu merakı yüzünden kalkıp New York’tan Seattle’a gider; siparişi veren firmayla tanışır. Bu firma, Starbucks’tır. 1971’de kurulmuş olan Starbucks’ı, kahve sevdalısı iki öğretmen ve bir yazar ticari amaçlardan ziyade yaşadıkları yerde insanların iyi kahveye ulaşabilmesi için kurmuştur. Zaten o dönemde Starbucks sadece kahve tohumu satmaktadır.

Starbucks’ın ortaklarıyla tanışan ve hikayelerinden büyülenen Schultz, bu ekibe dahil olmak için bir yıldan daha fazla bir süre ortakları ikna etmeye çalışır…

Schultz, bu uğurda her şeyini feda etmeye hazırdır. Starbucks’ın ortakları başta ikna olmazlar, çünkü büyüme konusuna olumlu bakmıyorlardır. Ancak Schultz vazgeçmez ve sonunda ortakları ikna edip her şeyini bırakarak Seattle’a taşınır. Şirketin pazarlamadan sorumlu yöneticisi olarak Starbucks’ta çalışmaya başlar.

1986 yılında, bir kısmını Starbucks’ın karşıladığı sermayeyle, bir İtalyan espresso kahve dükkanı olan Il Giornale’yi açar

Il Giornale, Schultz’un İtalya’da gördüğü espresso dükkanlarının bir benzeridir. Müşterilerin ayakta kahve lezzeti yaşayabilecekleri, İtalyanca menüleri olan bir mekan. Schultz’un önemli hatalarından biri de budur aslında. Çünkü mekan, İtalyanca menüleri anlamayan Amerikalı müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına karşılık vermiyordur. Bu yüzden zamanla bazı değişiklikler yapmak zorunda kalır.

Bir süre sonra, Starbucks’ın ortaklarının şirketi satmaya karar verdiklerini duyan Schultz hiç düşünmeden satın alır markayı

O sırada 3 şubesi olan Il Giornale’ye rağmen, Schultz Starbucks’ı almak için hissedarlarından 4 milyon dolar daha toplayarak 34 yaşındayken dünyaca ünlenecek olan bu markanın sahibi olur. Ve kendi markasını bırakarak Starbucks’la yeni bir sayfa açar kendisine.

Starbucks, kısa zamanda markanın özüne sadık kalarak yapılan çeşitli değişikliklerle hızla büyür. İlk günden beri, büyük markaların aksine o, reklama önem vermek yerine müşteri deneyimine önem vermiştir. Bu yönüyle de Starbucks’a reklamsız büyüyen bir marka demek hiç yanlış olmayacaktır.

Kaynak: Listelist

Close Menu